Aktif Katılımcı Ne Demek? Suskun Onaya Karşı Cesur Sorumluluk Benim için “aktif katılımcı” süslü bir rozet değil; sonuç üretmek için elini taşın altına sokan kişinin adı. Evet, iddialıyım: Toplantılarda en çok konuşan değil, en çok değer katan aktif katılımcıdır. Bu yazı, “aktif katılım” kavramının altını üstüne getiriyor; konforu bozuyor, ezberi sarsıyor. Katılmıyorsan harika—çünkü tam da bunu tartışmak istiyorum. “Aktif Katılımcı” Klişesi: El Kaldıran mı, Etki Yaratan mı? “Aktif katılımcı ne demek?” sorusu yıllardır, “sürekli söz alan kişi” ile eşitleniyor. Oysa aktif katılım, görünürlük değil etki meselesi. Söz almak, yorum yapmak, anket doldurmak… bunlar araç. Esas olan; hedefe hizmet eden davranış.…
Yorum BırakÖğrenme ve İlham Yazılar
Karınca Asidi Asit Mi? Bir Hikâye, Bir Soru Bir yaz akşamı, Zeynep ve Ali, eski taş duvarların arasında, kasabanın kenarındaki parkta sessizce oturuyorlardı. Gözleri, hafif rüzgârla savrulan yaprakları takip ederken, Ali’nin aklında yalnızca bir soru vardı. Zeynep ise, her zamanki gibi dünyayı farklı bir bakış açısıyla inceliyordu. Ali, çözüm odaklı, mantıklı ve analitik bir şekilde düşünürken, Zeynep daha çok insan ilişkileriyle ilgili, empatik bir bakış açısına sahipti. O gün, karıncaların yuvasına daha dikkatle bakmışlardı; ne de olsa, Zeynep’in ilgisini çekmişti. Zeynep, birdenbire konuştu: “Ali, bu karınca asidi gerçekten asit mi? Yani, sadece bir madde mi, yoksa gerçekten de asidik bir…
Yorum BırakMesâ Ne Demek? Edebiyatın Derinliklerinde Bir Anlam Arayışı Kelimenin Gücü ve Anlatının Dönüştürücü Etkisi Edebiyat, kelimelerin arasındaki boşlukları, anlamların katmanlarını keşfettiğimiz bir yolculuktur. Her bir sözcük, yalnızca bir anlam taşımakla kalmaz, aynı zamanda bir dünyayı, bir hissiyatı ve bazen de bir dönemin özünü yansıtır. Kelimeler, hem geçmişin izlerini hem de geleceğe dair derin düşünceleri taşır. Edebiyatçıların, bu kelimelerle oynayarak insanın iç dünyasına dair söyledikleri, zaman zaman toplumsal ve bireysel değişimlere de ışık tutar. İşte bugün, bu kelimelerin gücünden yola çıkarak, eski edebiyatımızda sıkça karşılaştığımız ancak anlamını derinlemesine sorgulamayanların sayısının fazlalığına dikkat çekmek istiyorum: “Mesâ”. Bu kelime, sadece bir anlamın ötesine…
8 Yorumİlk Türk Tarikatını Kuran Kimdir? Bir ekonomist, sınırlı kaynaklar ve seçimlerin sonuçları üzerine düşünürken, her kararın bir fırsat maliyeti taşıdığını göz önünde bulundurur. İktisadi bir bakış açısıyla bakıldığında, toplumların tarihsel süreçlerde aldığı kararlar, bireylerin ve toplumların toplumsal ve ekonomik refahını doğrudan etkileyen önemli adımlar olabilir. Türklerin İslamiyet’i kabul etmeleriyle birlikte, tasavvuf hareketi ve tarikatlar da Türk toplumunun sosyal dokusuna entegre olmaya başladı. İlk Türk tarikatının kim tarafından kurulduğu sorusu, yalnızca dini ve kültürel bir merak konusu olmanın ötesinde, toplumların ekonomik yapısını ve karar alma süreçlerini de anlamamıza yardımcı olabilir. Zira tarikatlar, sadece manevi bir örgütlenme değil, aynı zamanda sosyal ve…
8 YorumHüzün Bir Duygu Mudur? Felsefi Bir Yaklaşım Filozofların Gözünden: Hüzün ve İnsan Ruhunun Derinlikleri Hüzün, yüzyıllardır felsefi düşüncenin merkezinde yer almış, insan deneyiminin en karmaşık ve en çok sorgulanan duygularından biridir. Birçok filozof, hüzünle ilgili derin sorular sormuş ve bu duyguyu farklı açılardan incelemiştir. Ancak bu soruyu sormak, belki de insanın en temel varoluşsal sorularına yönelmekle eşdeğerdir: Hüzün gerçekten bir duygu mudur, yoksa insanın varoluşunu, dünyaya olan bakışını ve anlam arayışını şekillendiren daha büyük bir olgunun parçası mı? Felsefi bakış açısıyla, hüzün, insanın dünyaya ve kendi içsel dünyasına dair daha geniş bir anlam arayışının bir yansıması olabilir. Bu yazıda, hüzün…
6 YorumHür İkinci Sezon Ne Zaman? Edebiyat Perspektifinden Bir İnceleme Kelimenin gücü, bir yazarın dünyayı nasıl şekillendirdiğini ve okuru nasıl dönüştürdüğünü gösterir. Edebiyat, sadece bir anlatı değil, aynı zamanda bir evren yaratma sürecidir. Her metin, yazarının bakış açısını, toplumunun ruhunu ve bireylerin içsel dünyalarını yansıtan bir pencere açar. Bir karakterin gelişimi, bir olayın çözülmesi veya bir tema üzerinden yapılan derinlemesine inceleme, okurun düşünce dünyasında izler bırakır. Edebiyat, bu anlamda, zamanın ve mekanın ötesinde bir güce sahiptir. Aynı şekilde, televizyon dizileri de bu dönüşümü yaşar. Bir dizi, tıpkı bir roman gibi, karakterlerin ve temaların derinliklerine inerek izleyicisini etkileme potansiyeline sahiptir. Bugün ise,…
Yorum BırakHug Türkçesi Ne Demek? Edebiyat Perspektifinden Bir İnceleme Kelimeler, evreni şekillendiren en güçlü araçlardır. Onlar, sadece anlam taşımakla kalmaz, aynı zamanda bir duyguyu, bir anı, bir evreni de içinde barındırır. Anlatının gücü, insan ruhunun en derin köşelerine dokunarak dönüştürme potansiyeline sahiptir. İşte, “hug” kelimesi de bu anlam evrenine, insanın içsel dünyasını aydınlatmaya bir kapı aralar. Dilin büyüsü, anlamların ötesine geçerek bizleri bir başka dünyanın sınırlarına taşır. Bu yazıda, “hug” kelimesinin Türkçe karşılığını ele alacak ve bu kelimenin edebi bağlamda taşımış olduğu derin anlamlara odaklanacağız. Hug: Bir Kelimenin Duygusal Yükü İngilizce bir kelime olan “hug”, temel olarak “sarılmak” anlamına gelir. Ancak,…
6 YorumHorultu Nasıl Geçer? Toplumsal Perspektifler ve Çözüm Arayışları Toplumsal yapılar ve bireylerin etkileşimlerini anlamaya çalışan bir araştırmacı olarak bazen düşündüğüm şeylerden biri de bedenimizin bize verdiği sinyallerdir. Horultu, bu sinyallerin bir türüdür; gece boyunca uyumamızı zorlaştıran, çevremizdekileri rahatsız eden bir durumdur. Ancak bu durum yalnızca bireysel bir sağlık problemi olarak ele alınmamalıdır. Toplumsal normlar, cinsiyet rolleri ve kültürel pratikler horultu gibi rahatsız edici bir durumu nasıl algıladığımızı ve ona nasıl tepki verdiğimizi derinden etkiler. Horultunun ne olduğunu, nasıl geçtiğini ve bu durumu toplum içinde nasıl deneyimlediğimizi tartışırken, toplumsal bağlamı göz ardı edemeyiz. Her bireyin horultu ile ilişkisi farklı olabilir. Kimileri…
4 YorumEvren 7 Kat mı? Kadim İnançlardan Bilimsel Gerçeklere Uzanan Bir Yolculuk Evrenin ne kadar büyük olduğunu hiç düşündünüz mü? Gökyüzüne baktığınızda gördüğünüz yıldızların ötesinde, sayısız galaksi, bilinmeyen boyutlar ve keşfedilmeyi bekleyen sırlar var. Fakat insanlık, bu engin bilinmezlikle yüzleşmeden önce evreni anlamak için sembollerle, mitlerle ve inanışlarla dolu hikâyeler yarattı. Bu hikâyelerden biri de “Evren 7 kat mı?” sorusunun kökeninde yatar. Bugün hem bu kadim inanışların izini süreceğiz hem de modern bilimin evreni nasıl tanımladığını birlikte keşfedeceğiz. Yedi Katlı Evren: Mitolojiden İnançlara Uzanan Derin Kökler İnsanlık tarihinin en eski dönemlerinden beri “7” sayısı özel bir anlam taşımıştır. Antik uygarlıklar gökyüzünü…
Yorum BırakEsas Sermaye ve Kayıtlı Sermaye: Ekonomik Adaletin Perspektifinden Bir Bakış Sermaye kavramı, ekonomik dünyada temel bir yapı taşıdır, ancak yalnızca ekonomik büyümeyi değil, toplumsal yapıyı da şekillendirir. Esas sermaye ve kayıtlı sermaye kavramları, iş dünyasında sıklıkla karşımıza çıkar. Ancak, bu kavramlar yalnızca sayılar ve denklemlerle sınırlı değildir; aynı zamanda toplumun ekonomik eşitsizliklerini, fırsat eşitsizliklerini ve daha geniş sosyal dinamikleri de yansıtır. Bugün, bu iki önemli kavramı sadece ekonomik birer terim olarak değil, toplumsal cinsiyet, çeşitlilik ve sosyal adalet bağlamında ele alacağız. Kadınların Toplumsal Etkiler ve Empati Odaklı Yaklaşımı: Kadınlar, tarihsel olarak ekonomik hayatta dışlanmış ve finansal fırsatlardan mahrum bırakılmışlardır. Sermaye,…
Yorum Bırak