İçeriğe geç

Sevda Hanım nasıl yazılır ?

Kısa cevap: Doğrusu “Sevda Hanım”dır; iki kelime ayrı ve ilk harfleri büyük yazılır. Ekler unvandan sonra ve apostrofla getirilir: “Sevda Hanım’a”, “Sevda Hanım’ı”, “Sevda Hanım’la”. “Hanımefendi” ise birleşiktir: “Sevda Hanımefendi”.

“Sevda Hanım” Nasıl Yazılır? Sadece Yazım Değil, Dilin Gücü Meselesi

Kabul edelim: “Sevda Hanım”ın nasıl yazılacağı basit bir imla ayrıntısı gibi görünür. Oysa mesele yalnızca bir boşluk bırakıp bırakmamak değil; dilin, saygı kültürünün ve toplumsal cinsiyet düşüncesinin nerede durduğumuzun aynasıdır. Benim iddiam şu: Yazım hatası sandığımız birçok şey, aslında dilin arkasına saklanmış güç ilişkilerinin semptomu. Bu yüzden bu yazı, yalnızca doğru formu söylemekle yetinmeyecek; kalıplaşmış hitapların kadınlar ve erkekler üzerindeki görünmez etkilerini de masaya yatıracak.

Temel Kural: Neden “Sevda Hanım” Ayrı ve Büyük Harfle?

“Hanım” (ve “Bey”) birer saygı unvanıdır; özel ismin parçası değil, ona eklemlenen bağımsız bir kelimedir. Bu nedenle:

  • Ayrı yazılır: Sevda Hanım.
  • Baş harfleri büyük olur: Özel ada eşlik eden unvan saygı bildirdiğinde büyük yazılır.
  • Ekler unvandan sonra, apostrofla gelir: Sevda Hanım’a / Sevda Hanım’ı / Sevda Hanım’la.
  • Soyadla kullanım: Ya Sevda Yılmaz (unvansız), ya da Yılmaz Hanım (soyad + unvan). Tam adla hitap edecekseniz unvanı en sona almak düzgündür: Sevda Yılmaz Hanım. Sevda Hanım Yılmaz biçimi, unvanı ad ile soyadın arasına sıkıştırdığı için tercih edilmez.
  • “Hanımefendi” ayrı bir kelimedir ve bitişik yazılır: Sevda Hanımefendi.

Peki neden bu kadar titizleniyoruz? Çünkü yazım birliği yalnızca “temizlik” değildir; anlamın netliğini ve saygının görünürlüğünü korur.

Toplumsal Cinsiyet Perspektifi: “Hanım” Hitabı Kimi Korumak İçin?

Burada eleştirel bir soru soralım: “Hanım” hitabı gerçekten kadına saygı mı, yoksa onu belirli bir davranış kalıbına davet eden nazik bir disiplin mi? Kadınlara dönük hitaplarda beklenen sıcaklık, empati ve uyumluluk; erkeklere dönük hitaplarda ise çözüm odaklılık ve analitiklik… Bu dilsel ayrım, ilişkilerdeki beklentileri kodlar.

Kadınların toplumsal etkisi ve empati gücü elbette kıymetlidir; ancak hitabın sürekli “yumuşak” bir kalıp üretmesi, kadını “sakin, uyumlu, ölçülü” rolüne kilitleyebilir. Erkekler için yaygın kod “mantıklı, çözümcü, hızlı karar alan”dır. Peki bu kalıplar bireyin gerçek sesini kime göre ve nasıl kısıyor?

Eleştirel Bakış: Doğru Yazım, Yanlış Çerçeve?

Doğru formu ısrarla savunurken şu tuzağa düşmeyelim: Doğru yazım, yanlış kültürel çerçeveyi görünmez kılamaz. “Sevda Hanım” doğrudur; ama bu doğruluğun, kadına ilişkin tek bir makbul davranış modeli dayatmasına dönüşmesine izin vermemeliyiz.

Cesur soru: “Hanım” demek saygıysa, bu saygı sevdanın sesine mi; yoksa ondan beklenen sakinliğe mi?

Uygulamada İnce Noktalar: E-posta, Davetiye, Duyuru

Profesyonel yazışmalarda ve duyurularda netlik şart:

  • Hitap satırı: Sayın Sevda Hanım,
  • Metin içi:Sevda Hanım’ın değerlendirmesi doğrultusunda…”
  • Resmî liste/etiket: Yılmaz Hanım (soyad + unvan), karma listelerde tutarlılık sağlayın.

Sık yapılan hatalar:

  • SevdaHanım (bitişik) — yanlış.
  • sevdahanım (küçük harf) — yanlış ve saygısız görünebilir.
  • Sevda Hanım’a ekini adına değil “Hanım”a bağlamak gerekir; doğru olan birleşik ünitenin sonuna ek getirmektir.

Dilin Adaleti: Nezaket mi, Norm Üretimi mi?

Nezaket dilden kalksın demiyorum; ama nezaketin, kadınları tek bir profile indirgeyen bir “norm üretim bandı”na dönüşmesine itiraz ediyorum. Dil, eşitliğin de aracı olabilir. “Sevda Hanım”ı doğru yazarken, “Sevda”nın çok sesli kimliğine alan açmak da bizim elimizde.

Provokatif bir soru daha: Erkeklere “Bey” derken atfedilen analitik/otoriter çerçeve, kadınlara “Hanım” derken atfedilen uyumlu/empatik çerçeveyle yan yana geldiğinde, hangi sesi yükseltiyor, hangisini kısmış oluyoruz?

Çeşitlilik ve İçerme: Hitapları Güncellemek

Kurumsal dünyada kapsayıcı dil, yalnızca zamir tartışması değildir. Hitap politikalarınızı gözden geçirin:

  • Duruma göre unvansız ad-soyad kullanımı (örn. tablo, etiket, rozet) tarafsızlık sağlar.
  • Tercih beyanı (kişinin kendini nasıl hitap edilmesini istediğini belirtmesi) çeşitliliği güçlendirir.
  • Standartlaştırılmış ek ve büyük harf politikası hataları azaltır; saygıyı kişiden kişiye değil, kurala bağlar.

Son Söz: “Sevda Hanım” Doğru Yazım, Doğru Yön?

Evet, yazım kuralı nettir: “Sevda Hanım” ayrı ve büyük harfle; ekler apostrofla unvandan sonra. Ama asıl meydan okuma burada başlıyor: Dilimizi, yalnızca hatasız değil, adil kılabilecek miyiz?

Şu sorularla bırakalım:

  • “Hanım” dediğimizde kimi onurlandırıyor, kimi kalıba sokuyoruz?
  • Hitaplarımız, kadınların sesini büyütüyor mu; yoksa “uygun” ses tonuna indiriyor mu?
  • Kurumsal yazışmalarımız, kapsayıcı bir dil iklimi kuruyor mu?

Doğru yazmak, güçlü düşünmenin ilk adımıdır. “Sevda Hanım”ı doğru yazalım; ama daha önemlisi, Sevda’nın sesini kısan kalıpları da cesaretle sorgulayalım.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort
Sitemap
prop money